10 Mart 2015 Salı

ÖNDER ÖZEN HAKLI MI?

         


Önder Hoca’yı daha Fenerbahçe yıllarından tanır, takip ederim. Ayni zamanda akademisyen kültürü olması, bilime çok önem vermesi onu diğer hocalardan farklı kılan unsurlardan bir tanesidir. Özellikle TV yorumları son derece dikkat çekici ve doyurucudur. Ama asıl  projektörlerin ışıkları üstüne çeken, Beşiktaş gibi bir kulübün ‘’sportif direktör’’ olması oldu. Takıma katkılarını konuşmaya gerek yok, bugün bu başarıların mimarlarından biri o olduğu, herkesin bildiği bir gerçektir. Şimdi yorumcu olarak her zaman yardımcı olmaya, kendi ellerinle yarattığı takıma katkı yapmaya özen göstermeye devam etmektedir. Farklı açıdan bakışı, beraberinde yanlış giden şeyleri görmesine, söylemekte faydalı olduğunu görmekteyiz. Gazeteci pozisyonda Önder Hocanın eleştiri veya övgüsü en doğal hakkı, kendi katkısı olan takımın daha da ileriye gitmesi en-büyük arzusudur.

İşte, geçen akşam  NTV-SPOR'da, güzel bir ortamda endişelerini,  Beşiktaş takımda yapılan hataları dile getiren sebep budur. Eleştiri okları takımın teknik heyetine, 42 maç oynanmasına rağmen, hala lastik ve kondisyon yüklemelerine baş vurmaların yanlış olduğu, bunun yerine takıma daha az yüklemeli antrenmanlar yapılması gerektiğini, zaten maç üstüne maç oynandığı, tüm bunlardan dolayı takımda çok fazla sakatlanan futbolcu olduğunu, dile getirmişti. Türkiye’de bir çok ‘’Balkan harbinden kalmış’’ futbol hocası hala eski Sovyetler sistemin teorisyeni T.Bompa’da kaldıkları, bir tık öteye gitmediklerini öne sürüyordu. Bompa’nın periyotlama teorileri takım sporları için değil, ferdi sporları, atletizm ağırlıklı oldukları ve futbolda fazla bir şey ifade etmediklerini, söylemişti. Burada Önder Hoca takımın kondisyoneri Miljenko Rak’ı hedef almış, onun Sovyetler kültüründen kalan bir eski atletizm hocası olduğunu kapalı da olsa, eleştiriyordu.

Evimin ‘’Nevzat Demir’’ tesislerine çok yakın olmasından, ayrıca Bilic gibi değerli, genç hocanın antrenmanlarını merakımdan, hemen hemen tüm antrenmanlarını takip eder, kendi açımdan notlar tutarım. Her zaman da tesise girmeye gerek yok, yakın tepeden de manzara çok net gözükmektedir…Bir termos kahveye bakar…

Bir kere, takımın çok iyi antrenman yaptığı, takımın genel uyum rezervini potansiyel rezervine çok yakın tutmak zorunda, ‘’bıçak sırtında’’ oynaması normaldir. Sonuçta elinde Real Madrid kadrosu yoktur. Burada fakat, Önder hoca haklı; O zaman sakatlıkları önleyecek, kısıtlayacak uzman gerekir! Yoksa o antrenmanı bu takıma yaptıramazsın…

Miljenko Rak yaklaşık 15 yıl önce atletizm antrenörlüğünü zirvede bırakarak futbola, Dinamo Zagreb takımına kondisyoner olarak transfer olmuştu. Sakatlıkları önleyici, sinir hücre yenileyici gibi boşlukları olabilir, ama periyotlanma ve nitelik açısından son derece donanımlı bir uzmandır. Sivas deplasmanından 3 gün önce yaptırdığı ‘’lastik çekme’’ antrenmanı futbolcuların sprinter kuvvetini ilerletmek veya korumak amaçlıdır. Haftada bunu 1 kez yapması onun koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. 2. kez yaptırmaya kalkışsa, o zaman ‘’bu niteliği ilerletmek istiyorum!’’ olarak algılanmalı. Lastikli koşu dirençli bir aktivite olup, koşunun ‘’itiş’’ anını çalıştırır ve adım uzunluğuna pozitif etkisi olurken, oradan da sürati olumlu etkiler. Ayrıca futbolcuların ‘’yere sağlam basmasına’’ da yardımcı olur( Blog’da LASTİKLİ DEPARLAR yazıya bak)

Futbolda ilerleyen maç haftalarda en çabuk seviyesini kaybedilen nitelik kuvvettir. Rak Hoca’nın  antrenmanı buna yönelik, daha 11 hafta olduğunu, şampiyonluk düğümü son haftalara kadar süreceğini, Avrupa Lig’inde final yolu açık olduğundan, bu tür antrenmanları en azından milli araya kadar sürecek gibi gözükmektedir. Daha sonra yerini, oran olarak genel kuvvet çalışmalar alacaktır…

Önder Özen bu takımın mimarı olarak, eleştirisi her zaman olacak, bilmeyenlere hatırlatalım; Bilic ve ekibine güvenip, Lokomotif Moskova maceralarından sonra, ''Kocaman Olga''nın (Olga Smorodskaya) kovduğu ekibi Kartal'a getiren kendisidir...


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar